top of page

AHLAKİ DAVRANIŞLAR

Adalet, bir şeyi yerli yerine koymak, her hakkı hak sahibine vermektir. Haksızlıklardan uzak durmak,
orta yolu tutmak, tutum ve davranışlarda dengeli ve ilkeli olmaktır. Bir diÄŸer anlamı ise davranış ve hükümde doÄŸru olmak, hakka göre hüküm vermektir. Adalet aynı zamanda bireysel ve toplumsal hayatta birlik ve beraberliÄŸi, eÅŸitlik ve doÄŸruluk ilkelerine uygun bir ÅŸekilde davranmayı saÄŸlayan ahlakibir erdemdir.
Adalet, karşılıklı saygı ve sevginin gözetilmesi, hak
dağıtımı ve paylaşımında ölçülü olmak demektir.
Bununla birlikte devlet vatandaÅŸa, anne-baba çocu-
ÄŸuna, öÄŸretmen öÄŸrencisine,eÅŸlerin birbirlerine, bir
kimsenin arkadaş, dost ve akrabasına gereken
ilgiyi, sevgiyi, saygıyı göstermesi; patronun iÅŸçisine
hak ettiÄŸi ücreti vermesi âdil olmanın gereÄŸidir.
Toplumda adalet olmadan düzen saÄŸlanamaz. EÄŸer adalet yoksa sevgi, saygı gibi ahlaki deÄŸerler de bir anlam ifade etmezler. Âdil olmayan insan, eksik ve noksan sayılır. Böyle insanda bencillik ve kibir gibi kötü huylar kendini gösterir. Allah Teâlâ’nın isimlerinden biri de “çok âdil, asla zulmetmeyen, hakkaniyetle hükmeden, haktan baÅŸkasını söylemeyen ve yapmayan” anlamına gelen “el-Adl”dir. Allah Teâlâ, adaleti ve iyiliÄŸi emreder ve
“…Daima âdil davranın. Muhakkak ki Allah, âdil davrananları sever.”
buyurur. Allah (c.c), adaleti gerçekleÅŸtirme sorumluluÄŸunu da Müslümanlar’a yüklemiÅŸtir. Bu durum ayette
“...Allah ... insanlar arasında hüküm verdiÄŸiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emreder.”
ÅŸeklinde ifade edilmiÅŸtir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), her konuda olduÄŸu gibi hak ve adalet konusunda da bizim için örnektir. O, peygamber olmadan önce de haksızlıklara karşı çıkmıştır. Bu nedenle amacı ticarî ve sosyal hayatta adâleti hâkim kılma gayesine hizmet etmek olan “Hılfü’l-Fudûl” adlı bir topluluÄŸa üye olmuÅŸtur.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) toplumda adaleti saÄŸlamanın önemi hakkında
“…İçindeki zayıfların, incitilmeden haklarını alamadıkları bir cemiyet iflâh olmaz…”
buyurmuÅŸtur.
Müslüman hayatın her anında ve alanında âdil olmalıdır. Her ÅŸeyden önce aile fert- lerine karşı hakkaniyetli davranmalı, adalet-
ten ayrılmamalıdır. Çocukların, Cenâb-ı Allah’ın birer emaneti olduÄŸunu unutmamalı ve cinsiyetleri sebebiyle çocuklar arasında ayırım yapmamalıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v), çocuklara âdil davranmak hususunda ümmetini uyarmıştır. Kız ile er- kek çocuÄŸa sırf cinsiyeti sebebiyle- farklı davranmamak ve birini diÄŸerine tercih etmemek gerektiÄŸini ifade buyurmuÅŸtur.
Adaletin zıddı ise zulümdür. Adaletin olmadığı yerde haksızlık, zulüm, kargaÅŸa ve çıkar çatışması vardır. Bunlar da toplumdaki huzur ve barışı tehdit eden durumlardır. Zalimin en büyük zararı yine kendisinedir.
Bunun içindir ki Kur’an-ı Kerim’de sık sık;
“nefislerine (kendilerine) zulmedenler”
ifadesi zikredilir. Åžahsi menfaatleri için hakkı ihlâl edenler, ancak kendi kuyularını kazmış olurlar. Sonunda o girdapta boÄŸulup giderler.

bottom of page