top of page

AHLAKİ DAVRANIŞLAR
Cesaret, güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven ve atılganlıktır. Cesaret, aynı zamanda şecaat manasına gelmektedir. Şecaat, kişinin savaş, şiddet ve tehlike gibi zor bir durum karşısında yüreklilik göstermesidir. Cesaret, insandaki fıtri duygulardan biridir. Allah (c.c), diğer bütün canlılara verdiği gibi insana da dışarıdan gelecek saldırılara karşı kendini koruma gücü vermiştir.
Bazı insanlarda bu güç daha baskın olabilir.
Her şey de olduğu gibi cesaret konusunda
da aşırıya gitmemek gerekmektedir.
Cesaretin erdem sayılabilmesi için, kişinin
benlik kaygısından uzak olması, çıkar sağ-
lamak, insanları hâkimiyeti altına almak
gibi nefsani arzuları ile hareket etmemesi
gerekmektedir. İnsan kıskançlık ve riya gi-
bi kötü duyguların esiri olmadan dini ve in-
sani değerlerin korunması ve haksızlıkların
ortadan kaldırılması için mücadele ettiği za-
man gerçek anlamda cesur olur.
Kur’ân-ı Kerim’de, herhangi bir şekilde zulme uğradığında, bir zorbalıkla karşılaştığında buna boyun eğmeyip kendini savunmayı Müslüman’ın vasıfları arasında sayılır:
“Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup hakkını alan kimseye
(ceza vermek için) bir yol yoktur. Ceza yolu ancak insanlara zulmedenler ve
yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir...”
Peygamber Efendimiz’de (s.a.v) diğer ahlaki faziletlerin en güzel örneklerini gördüğümüz gibi, cesaretide en mükemmel şekilde ondan öğrenmekteyiz. Abdullah bin Ömer (r.a.),
“Resulullah Efendimiz’den daha yiğit,
daha kuvvetli, daha şecâatli bir kimse görmedim!”
demiştir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), İslam’ı tebliğ ederken çeşitli eziyetlere katlanmış; gösterilen tepkiler karşısında yılmadan yoluna devam etmiştir. O, hayatı boyunca korku nedir bilmemiş ve devamlı olarak ashabına cesaret vermiştir.
İslami tebliğden vazgeçmesi için türlü yollar denenmiş, kendisine servet ve makam
teklif edilmiştir. Ancak O, saldırılar karşısında boyun eğmemiş; kendisine yapılan teklifleri ise şu sözlerle geri çevirmiştir:
“Ben, Allah tarafından gönderildim; kendiliğimden
bir şey söylemiyorum. Allah’a yemin ederim ki bu
görevimden dönmem için güneşi sağ elime, ayı sol
elime koysalar, yine de vazgeçmem. Allah ya onu
galip kılar yahut da ben bu yolda yok olur giderim.”

Cesaret, zalime karşı dik durmaktır.

Yüce Allah (c.c.)
buyuruyor ki:
“...O peygamberler,
Allah’ın
vahiylerini tebliğ eden,
Allah’tan korkan, başka
hiç kimseden
korkmayan kimselerdir.
Allahhesap görücü ola-
rak yeter.”
Ahzâb suresi, 39. ayet
bottom of page